Zaman Şiirleri
Zaman, hayatımızın en önemli ve en gizemli kavramlarından biridir. Akıp giden kum taneleri gibi hızla geçerken, aynı zamanda sonsuzluğun bir parçası gibi de hissettirir. Şairler, zamanın bu çelişkili yapısını, aşkın geçişini, hayatın anlamını ve insanın varoluşunu sorgulayarak şiirlerine konu etmişlerdir. Bu yazımızda, zamanın akışını, hızını, kıymetini ve insan hayatındaki yerini farklı perspektiflerden ele alan birbirinden güzel şiirleri bulacaksınız. Zamanın geçişiyle birlikte değişen duyguları, yaşananları ve unutulanları anlatan bu şiirler, sizi derin düşüncelere seyahat etmeye davet edecek. Zamanın kıymetini anlamanın ve hayatı dolu dolu yaşamanın önemini vurgulayan bu şiirlerle, kendinizi daha iyi anlayabilir ve geleceğe dair yeni umutlar taşıyabilirsiniz. İşte zaman şiirleri:
Zaman – Necip Fazıl Kısakürek
Nedir zaman, nedir?
Bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir?
İniş mi, yokuş mu?
Bir sese benziyor;
Arkanız hep zifir!
Bir sese benziyor;
Önünüz tüm kabir!
Belki de bir hırsız;
İzi, lekesi var.
Belki de bir hırsız;
O yok, gölgesi var.
Annesi azabın,
Sonsuzluk, şarkısı.
Annesi azabın,
Cinnetin tıpkısı.
İçimde bir nokta;
Dönüyor aleve.
İçimde bir nokta;
Beynimde bir güve.
Akrep ve yelkovan,
Varlığın nabzında.
Akrep ve yelkovan,
Yokluğun ağzında.
Zamanın çarkları,
Sizi yürütüyor!
Zamanın çarkları,
Beni öğütüyor.
Zaman her yerde ve
Her şeyin içinde.
Zaman her yerde ve
Acem’de ve Çin’de.
Kime kaçsam ondan;
Ha yakın, ha ırak?
Kime kaçsam ondan;
Ya sema, ya toprak…
(1936)
Necip Fazıl Kısakürek
Ayrıca bkz. Anadolu şiirleri.
Ne İçindeyim Zamanın – Ahmet Hamdi Tanpınar
Ne içindeyim zamanın,
Ne de büsbütün dışında;
Yekpare, geniş bir anın
Parçalanmaz akışında.
Bir garip rüya rengiyle
Uyuşmuş gibi her şekil,
Rüzgarda uçan tüy bile
Benim kadar hafif değil.
Başım sükutu öğüten
Uçsuz bucaksız değirmen;
İçim muradına ermiş
Abasız, postsuz bir derviş.
Kökü bende bir sarmaşık
Olmuş dünya sezmekteyim,
Mavi, masmavi bir ışık
Ortasında yüzmekteyim.
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ayrıca bkz. Anlamlı şiirler.
Zaman – Ömer Hayyam
Çayda akan su gibi , çölde esen yel gibi
İşte bir günü daha kayboldu ömrümün.
Ben ben oldukça iki günün gamını bir çekmem.
Biri geçip giden gün biri gelecek gün.
Ömer Hayyam
Ahır Zaman – Yunus Emre
İşidün ey ulular, Ahır zaman olusar
Sağ Müslüman seyrekdür, Ol da güman olusar
Danışman okur tutmaz, Derviş yolun gözetmez
Bu halk öğüt işitmez, Ne sarp zaman olısar
Gitti beyler mürveti, Binmişler birer atı
Yediğü yoksul eti, içtiğü kan olısar
Ne acayip sergüzeştler, Bağrım dolu serzenişler
Durmaz akar kanlı yaşlar, Aksa gerek şimden gerü.
Ayrıca bkz. Aşk şiirleri.
Zaman – Mehmet Akif İnan
Susarak anlattım bütün gizliyi
Sakladım duygumu ben konuşarak
Bir acı tarlası sessiz yüzünde
Aşkı yürürlüğe koyma savaşı
İçimde bir düzen kaynaşmaktadır
Büyük ve çekingen bakışlarından
En iyi anlatış artık susmaktır
Anladım bunu ben seni bilince
Gel denize yaslan yalnız denize
Sırrını denizler taşır insanın
Zaman bir hızdır ve yıldızdır akan
Esneyen günler ve gece üstünden
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Gözlerin ne kadar İstanbul öyle
Sebiller uçuşur parmaklarında
Ortak günlerimiz tarih şöleni
Saçlarında sayfa sayfa güneşi
İçimde bir sergi var portrelerin
Hayalim her yerde kavrar gölgeni
Aşka ve tabiata ulaştır bizi
Gel kurtar bu şehrin gürültüsünden
Terketme n’olursun bir eşya gibi
Ölümsüz bir hasret yaşarken bende
Vurulmuş bir geyiktir sensiz zamanlar
İçimin ormanı bir yangın yeri
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Istırap varoluş şartımız oldu
Esef etme yasım karaymış diye
Bir yanım vahşidir ürkütür seni
Aykırı düşerim sulhçulüğüne
Bir gün deli gibi sarsarak seni
Göklerin yolunu sorabilirim
Başımı taşlara vurabilirim
Aklımdan çıkarsa anılarımız
Paramparçayım sen onar beni
Topla aynalardan eski gölgemi
Göçebe ömrümü bağla zamana
Dağılsın içimin karıncaları
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Mehmet Akif İnan
Ayrıca bkz. Dostluk şiirleri.
Noktada Zaman – Abdurrahim Karakoç
Gönül kurşun yemiş yaralı ceylan
Döndüğü noktadan bin yıl uzakta
Yürek ateş düşmüş kuru bir harman
Yandığı noktadan bin yıl uzakta
Ne nişan bozulur, ne düşer tetik
Zaman kanlı tezgah,acılar mekik
Umut yavrusunu yitiren keklik
Konduğu noktadan bin yıl uzakta
Şans ne ki? Bir doğar,ölür bin kere
En güzel arzular kalır mahşere
Sevginin meyvesi dalından
İndiği noktadan bin yıl uzakta
Çıkar oyunbazlar ikbal katına
Tepeler dağları alır altına
Dostluk sürücüsü vefa altına
Bindiği noktadan bin yıl uzakta
Esasta her canlı mutlak bir ceset
Dünyamız soluyan ufak bir ceset
Evren teneşirde çıplak bir ceset
Yunduğu noktadan bin yıl uzakta
Abdurrahim Karakoç
Ayrıca bkz. Etkileyici şiirler.
Üç Dil – Bedri Rahmi Eyüboğlu
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelimede bir kat daha artacaksın
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbür demesini becereceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernus
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun
Bedri Rahmi Eyüboğlu
Ayrıca bkz. Kısa şiirler.
Son Durak – Yılmaz Erdoğan
Kilitlenmiş beton kanatları kuşların
Oksit gibi yakışkan bir mayışmayla ağarmış gün
Pas tutan kelimeler için bir iksir belki de
Ya da aklına susamış sevgililerin safdilliği
Acıtmış ömrünü çekirgelerin
Medyatik soruşturmalardaki enflasyonist yargılar
Haber değeri taşımıyor haber spikerinin ölümü
Herkes kendi manşetinde satır arası
Hiçbir bakışı aydınlatmıyor florasan buğusu
Burası son durak inecekler için son fırsat
Bir daha ne süper ne mega kupon verilecek
Kalanlar şoförün evini göremeyecekler hiçbir zaman
Oları sonsuza götürecek, afaroz edilmiş bir merak
Burası son durak
Hafızada kalan tek numara için
Telefona uzanır elleri
Ölümüne randevulu insanların
Temize çekilemez not defterleri
Yılmaz Erdoğan
Ayrıca bkz. Mutluluk şiirleri.
Heidelberg Ruprecht Karls üniversitesinden 2008 yılında mezun oldum. İngilizce, Almanca ve Türkçe bilmekteyim. Almanya’da ikamet ediyorum. Çeşitli sitelerde yazılar yazarak başladığım gazetecilik serüvenini serbest gazeteci olarak devam ettirmekteyim. Güzel sözler, şiirler ve çeşitli konularda 2008 yılından beri Tugbam.com sitesinde yazmaktayım.
Bir yanıt yazın