Halil Cibran Sözleri
Tuğbam » Güzel Sözler » Halil Cibran Sözleri

Halil Cibran Sözleri


Bu yazı

tarihinde

tarafından yazılmıştır.

Son güncelleme tarihi:

Bu yazımızda Halil Cibran sözleri kısa, Halil Cibran aşk sözleri, Halil Cibran dostluk sözleri için olanlarını yayınladık.

Sayfamız içerisinde sevgi üzerine ve aşka dair Halil Cibran sözleri hazırlanmıştır. Burada Halil Cibran tarafından söylenmiş 100 adet sözü okuyacaksınız. Ekleme yapmak isteyenler yorum bölümünü kullanabilirler.

En Güzel Halil Cibran Sözleri

1. Biz sevinçlerimizi ve hüzünlerimizi onları yaşamadan çok önce tercih ederiz.

2. Sırtını güneşe çevirirsen gölgenden gayrı bir şey göremezsin.

3. Bugünün acısı, dünün hazzının anısıdır.

4. Anımsamak bir tür buluşmadır. Unutmak ise bir tür özgürlük.

5. Yüreğimdeki mühür kalbim kırılmadan çözülebilir mi?

6. Sevgililer birbirlerinden çok aralarındakini kucaklarlar.

7. Arkadaşlık her zaman için tatlı bir sorumluluktur. Asla bir fırsat değil.

8. İnsanın hakikati, sana gösterdiğinde değil, gösteremediğindedir. Bundan ötürü onu tanımak istersen dediklerine değil, demediklerine kulak ver.

9. Toprağın neresini kazarsan kaz, bir define bulacaksın. Ancak bir çiftçinin inancıyla kazmalısın.

10. Hayatın bütün esrarını çözdüğün vakit ölümü arzularsın. Çünkü o da hayatın sırlarından biridir.

11. Kulağa gelen müzik tekse de, onu oluşturan notalar farklıdır.

12. Sahip olduklarınızdan verdiğinizde çok az şey vermiş olursunuz. Gerçek veriş kendinizden vermektir.

13. Öğrenimsiz akıl sürülmemiş tarlaya benzer.

14. Misafirler olmasaydı, evlerimiz mezara dönerdi.

15. Çünkü kişi, ölçüsüz ve sınırsız bir deniz gibidir.

16. ‘Tek doğruyu buldum’ değil, ‘Bir doğruyu buldum’ deyin.

17. Ne gariptir ki toplum olarak, aklı yavaş olana değil de ayağı yavaş olana, yüreği kör olana değil de gözü kör olana acırız.

18. Dünya kuruldu kurulalı bilinir: Aşk, derinliğinin farkına, ancak ayrılık saati gelip çattığında varır.

19. Baskıya başkaldırmayan kişi kendine karşı adaletsizdir.

20. Bana kulak ver ki, sana ses verebileyim.

21. Yalnız açığa çıkan ışığı görebiliyorsan, yalnız söylenen sesi duyabiliyorsan, ne görebiliyorsun, ne duyabiliyorsun.

22. Güneşe arkanı dönersen, ancak kendi gölgeni görürsün.

23. Bir elmanın yüreğinde gizlenen tohum görülmez bir elma bahçesidir. Ama bu tohum bir kayaya rast gelirse ondan hiçbir şey çıkmaz.

24. Dünlerimizin borçlarını ödemek için yarınlarımızdan ödünç alırız çoğunlukla.

25. Yüreğin bir volkansa eğer, avuçlarında çiçekler açmasını nasıl umabilirsin?

26. Bana “seni anlamıyorum” demen, hak etmediğim bir övgü, hak etmediğin bir yergidir.

27. Yanlışlarımızı doğrularımızdan daha büyük bir coşkuyla savunmamız ne gariptir!

28. Kaplumbağalar yollar hakkında tavşanlardan çok daha fazla şey anlatabilirler.

29. İnanç, düşünce karavanıyla ulaşılması imkansız bir vahadır.

30. Kendimi senin bildiklerinle doldurmuş olsaydım, bilmediklerini hangi odama yerleştirirdim?

31. Suskunluğu gevezeden, hoşgörüyü hoşgörüsüzden ve kibarlığı kaba olandan öğrendim. Ne garip ki, tüm bu öğretmenlerime karşı oldukça nankörüm.

Aşka Dair Halil Cibran Sözleri

32. Bilmen gerekenlerin sonuna ulaştığında, duyumsaman gerekenlerin başında olacaksın.

33. Her insan iki insandır; biri karanlıkta uyanık, diğeri ise aydınlıkta uykudadır.

34. Ben hem alev, hem de kuru çalıyım ve benim bir yanım diğer yanımı yok etmekte.

35. Anlayışlı olan beni anlayışlı, aptal olan ise aptal bulur. Bence ikisi de haklıdır.

36. Bir anlaşmazlık, iki zihin arasındaki en kestirme yol olabilir.

37. Utangaç bir başarısızlık, gururlu bir başarıdan daha yücedir.

38. Hüzün iki bahçe arasındaki bir duvardır ancak.

39. Sevincin ya da kederin büyüdüğünde, dünya küçülür.

40. Sevinç ve kederlerimizi onları deneyimlemeden çok daha önce seçeriz.

41. Cömertlik, bana senden daha çok gereksindiğimi değil, benden daha çok gereksindiğini vermendedir.

42. Eğer insanlara boş elimi uzatır ve bir şey alamazsam çok üzücü; ama asıl ümitsiz durum, dolu elimi uzatıp kabul edecek kimseyi bulamamamdır.

43. Sadece bir aptal ve bir dahi insanların koyduğu kuralları çiğner ki onlar Tanrı’nın kalbine en yakın olanlardır.

44. Düzenbazlık bazen başarılı olur ama her zaman kendini öldürür.

45. Şeytan sen doğduğun gün öldü. Artık bir melekle karşılaşmak için cehennem azabı çekmek zorunda değilsin.

46. En özgür ruh bile fiziksel gereksinimlerden kaçamaz.

47. Diğer yanımla hiç bir zaman tam bir uyum içinde olamadım. Görünen o ki maddenin özü aramızda uzanmakta.

48. Diğer yanın daima senin için üzülür. Ama o zaten acıyla beslendiği için bir sorun yok.

49. İyi ve kötü hakkında söylenen her şey doğruysa, benim yaşamım uzun bir suçtan ibaret olmalı.

50. Gözlerindeki kini dudaklarındaki gülümsemeyle örtmeye çalışan biri ne kadar da aptaldır.

51. Yaşam bana altın sunarken sana gümüş verdiğimde kendimi cömert sayıyorsam ne kadar cimri olmalıyım.

52. Eğer sırrını rüzgara açarsan, sırrını ağaçlara söyledi diye rüzgarı suçlayamazsın.

53. İnsanın kürsüsü suskun yüreğindedir; geveze aklında değil.

54. Gerçeğe kulak veren gerçeği dile getirenden daha az değerli değildir.

55. Gerçekte biz kendi kendimizle konuşuruz ama ara sıra diğerleri de bizi işitebilsin diye sesimizi yükseltiriz.

56. Sonsuzluğu özlüyorum çünkü orada yazılmamış şiirlerim ve boyanmamış resimlerimle buluşacağım.

57. En acınacak kişi, düşlerini altın ve gümüşe dönüştürmüş olandır.

58. Ölüm de, tıpkı yaşam gibi, yaşlıya yeni doğandan daha yakın değildir.

59. Evet, bir Nirvana var; o, koyunlarını yeşil bir otlağa yaymanda, çocuğunu uyutmanda ve şiirinin son dizesini yazmandadır.

60. Durmaksızın yürüyorum bu kıyılarda, kumla köpüğün arasında. Yükselen deniz ayak izlerimi silecek, rüzgar köpüğü önüne katacak ama denizle kıyı daima kalacak.

61. Ancak büyük bir acı veya büyük bir sevinç senin gerçeğini açığa çıkarabilir. İşte böyle bir anda ya güneş altında çıplak dans et, ya da çarmıhını taşı.

Sevgi üzerine Halil Cibran Sözleri

62. İnsanlık, sonsuzluğun dışından sonsuzluğa akan bir ışık nehridir.

63. Şafağa ancak gecenin yolunu izleyerek ulaşılabilir.

64. Gariptir ki, kimi zevklerin tutkusudur, acılarımızın bir kısmını oluşturan.

65. Kişinin hayal gücüyle, düşlerinin gerçekleşmesi arasındaki mesafe, yalnızca onun yoğun isteğiyle aşılabilir.

66. Cennet orada, şu kapının ardında, hemen yandaki odada; ama ben anahtarı kaybettim. Belki de sadece koyduğum yeri unuttum.

67. Söylediklerimin yarısı beş para etmez; ama ola ki diğer yarısı sana ulaşabilir diye konuşuyorum.

68. Yalnızlığım, insanlar geveze hatalarımı övüp, sessiz erdemlerimi eleştirmeye başladığında doğdu.

69. Bir gerçek her zaman bilinmek ama ara sıra söylenmek içindir.

70. İçimizdeki gerçek olan sessiz, edinilmiş olan ise gevezedir.

71. İçimdeki yaşamın sesi, senin içindeki yaşamın kulağına ulaşamaz. Yine de kendimizi yalnız hissetmemek için konuşalım.

72. Sözcüklerin dalgası hep üstümüzde olsa da, derinliklerimiz daima dinginliğini korur.

73. Yaşam kalbini okuyacak bir şarkıcı bulamazsa, aklını konuşacak bir filozof yaratır.

74. Zihnimiz bir süngerdir, yüreğimizse bir nehir. Çoğumuzun akmak yerine, sünger gibi emmeyi seçmesi ne garip!

75. Eğer kış, “Baharı yüreğimde saklıyorum” deseydi, ona kim inanırdı?

76. Her tohum bir özlemdir.

77. Öğretilerin çoğu pencere camı gibidir. Arkasındaki gerçeği görürsün ama cam seni gerçekten ayırır.

78. Neşeli yüreklerle birlikte neşeli şarkılar söyleyen kederli bir kalp ne kadar yücedir.

79. Yürüyenlerle birlikte yürümeyi yeğlerim, durup yürüyenlerin geçişini seyretmek değil.

80. Hayır, boşuna yaşamadık biz! Kemiklerimizden kuleler yapmadılar mı?

81. Özel ve ayrımcı olmayalım. Unutmayalım ki, şairin aklı da, akrebin kuyruğu da gururla aynı yeryüzünden yükselir.

82. Yalnızca sevgi ve ölüm her şeyi değiştirebilir.

83. Ağaçlar yeryüzünün gök kubbeye yazdığı şiirlerdir. Ama biz onları devirir ve boşluğumuzu kaydedebilmek için kağıda dönüştürürüz.

84. Güzelliğin şarkısını söylersen eğer, çölün ortasında tek başına olsan bile bir dinleyicin olacaktır.

85. Esin daima şarkı söyler; asla açıklamaya çalışmaz.

86. En büyük sarkıcı, sessizliğimizin şarkısını söyleyendir.

87. Eğer ağzın yemekle doluysa nasıl şarkı söyleyebilirsin? Ve eğer elin altınla yüklüyse, şükretmek için nasıl kaldırabilirsin?

88. Sözler zamansızdır. Onları zamansızlıklarını bilerek söylemeli ya da yazmalısın.

89. Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir. O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır.

90. Bir adam bir düş gördü ve uyandığında yorumcuya giderek düşünü kendisi için yorumlamasını istedi. Yorumcu adama dedi ki, bana uyanıkken gördüğün düşlerle gel ki anlamlarını söyleyebileyim. Ama uykunun düşleri ne benim bilgeliğime aittir ne de senin imgelemine.

91. Her erkek iki kadına aşık olur. Biri hayallerinde yarattığı diğeriyse henüz doğmamış olandır.

92. Esin daima şarkı söyler; asla açıklamaya çalışmaz.

93. Şiir bir düşüncenin ifadesi değildir. O, kanayan bir yaradan veya gülümseyen bir ağızdan yükselen bir şarkıdır.

94. Yoksa, ne çiçek açan ne de meyve veren bir ağaç mı olsaydım; çünkü verimli olabilmenin sancısı, kıraç olmaktan ağırdır. Ve eli açık zenginin çektiği acı dilencinin sefaletinden beterdir.

95. Siz çoksunuz, oysa ben tekim. Bana dilediğinizi söyleyin ve yapın. Dişi koyun gecenin karanlığında kurtların avı olabilir. Fakat kanı, vadinin taşlarında tan ağarıp da güneş yükselene değin duracak!

96. Kuş tüyünde uyuyanların düşlerinin, toprak üzerinde uyuyanlarınkinden daha güzel olmadığı gerçeğinde, yaşamın adaletine olan inancımı yitirmem mümkün mü?

97. Karşındakinin gerçeği sana açıkladıklarında değil, açıklayamadıklarındadır. Bu yüzden onu anlamak istiyorsan, söylediklerine değil, söylemediklerine kulak ver.

98. Gerçek, bir çocuğun en içten gülüşü ya da bir sevgilinin öpüşüyle donanmış olarak seslenir bize; ama biz sevginin kapısını onun suratına çarpar ve sanki düşmanımızmış gibi davranırız.

99. Yalnız benden aşağı olan beni kıskanabilir veya nefret eder. Ne kıskanıldım ne de nefret edildim; çünkü kimseden üstün değilim. Yalnız benden üstün olan beni övebilir, ya da hor görür. Ne övüldüm, ne de hor görüldüm; çünkü kimseden aşağı değilim.

100. Dostum, sen ve ben yaşama yabancı kalacağız. Ve birimiz diğerine ve her birimiz kendine, ta ki senin konuşup benim dinleyeceğim güne dek senin sesini kendi sesim sayarak ve senin önünde dikileceğim ana dek, bir aynanın önünde durduğumu düşünerek.

Reklamlar

Bu Yazıyı Facebook Twitter Sayfanda Paylaş

Yorumlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir