En Güzel Cenap Şahabettin Sözleri Sayfası – Bu sayfamızda sizlere çok güzel Değişik ve Yeni Cenap Şahabettin Sözleri hazırlamaya çalıştık.. Sizde de burada olmayan farklı Kısa Cenap Şahabettin Sözleri varsa aşağıdaki yorum bölümünden gönderin yayınlayalım.. Buyrun Cenap Şahabettin Sözleri ;
Hakiki büyük adamlar güzel ağaçlara benzer. Dallarında yuvalar kurulur, gölgesinde yorgunlar dinlenir, çiçeklerine sürünenler güzel koku alırlar, meyvesiyle açlar doyar ve yaprakları arasından dökülen güneş damlaları toprağa hayat verir. Hiç kimseye ve hiçbir şeye zararı dokunmaz.
Hayat merdivenlerini çıkarken insanlara iyi davranalım. Çünkü inerken yine aynı insanlara rastlayacağız.
Hepimiz ölümün nişanlısıyız
Her güzel çiçeğin etrafında kötü otlar biter.
İnsan için en büyük kuvvet, kendisini olduğu gibi görebilmektir.
İnsan, sevdiğinden korkar, fakat korktuğunu sevemez.
Kadınların ağzı işlemezse dili, ağzı ve dili işlemezse gönlü işler.
Kadın olsun, kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır.
Kartalın beğenmediğini kargalar kapışır.
Kavak ağacını beğenen ve seven pek az kişi gördüm, çünkü dosdoğrudur.
Köpeğe gem vurmayın, kendisini at sanır.
Kusurumuz ne kadar çoksa, o kadar kusur ararız.
Meşe gölgesinde filizlenen yosunlar, çok kez kendilerini meşe fidanı sanırlar.
Menfaat sandalye gibidir, ayağının altına alırsan yükselirsin, başının üstüne alırsan ezilirsin.
Seçkinler beğendikçe alkışlar, halk ise alkışladıkça beğenir.
Ümitsiz yürek, hiçbir şeyle aydınlanamaz
Yalanı söküp atmadan hakikati dikmeye kalkışma; tutmaz.
Ya bir yol bulacaksınız, ya bir yol yapacaksınız, ya da yoldan çekileceksiniz.
Yüksek fikirler, yüksek dağlara benzer, alışık olmayanları ürkütür.
Yüksek makamlar yüksek tepeler gibidir, koşarak çıkanlar nefes darlığı hisseder.
Zirvelerde kartallar da bulunur, yılanlar da. Ancak birisi oraya süzülerek, diğeri ise sürünerek gelmiştir. Önemli olan nereye gelmiş olduğunuzdan çok, nereden ve nasıl geldiğinizdir.
Ağaçların, çiçekler gözü, kuşlar dilidir.
Akarsu, ne güzel hayat dersidir: Küçük engellerin üzerinde köpürür; büyüklerin yanından sessizce geçiverir.
Alnını ne kadar dik tutarsan yere o kadar sağlam basarsın.
Arapça ve Farsçayı atarsak esrârengiz şiir olmaz.
Arzuların, kuvvetinin yetişebileceği yeri gösterir; hayallerin ise, zaafının yetiştiği yeri…
Başkası düştü mü, “çürük tahtaya basmasaydı” deriz, kendimiz düşünce, tahtanın çürük olmasından şikâyet ederiz.
Doğruyu söylemek değil, anlatmak güçtür!
Eskimiş fikirler paslanmış çivilere benzer, söküp atmak çok güçtür.
En çok bolluk getiren yağmur, alın teridir.
En çok gürültü boş tenekelerden çıkar.
Gariptir, yükü çeken manda ses çıkarmaz da kağnı inler.
Gerçekleri güneşe benzetirler, doğrudur. Gözlerimizi yaralar gerekçesi ile çoğu kez bakamayız.
Gölgede duran güneşi göremez.
Gündüz kandilini hazırlamayan, karanlığa razı demektir.
Bir yanıt yazın